Tevfik OVACIK
Köşe Yazarı
Tevfik OVACIK
 

Havza Yönetimi; Tarım, Turizm ve Diğer Yönetimler

Havza Yönetimi; Tarım, Turizm ve Diğer Yönetimler Ülkemizde havza yönetimi genellikle kendine has özellik taşıyan bölgelerin korunması ve sürdürülebilir bir yaşam tesis edilebilmesi için uygulanan proje yönetimi kast edilmektedir. Ancak aynı karakteri taşıyan turizm, tarım gibi alanları da kendine has organizasyonla yönetilmesine de havza yönetimi denilebilir. Bu konuyu daha anlaşılabilir kılmak için yönetimde durumsallık kavramından kısaca bahsedeyim. Bu kavram, bir yönetim sisteminin her zaman her yerde, her konuda aynı biçimde uygulanamayacağını anlatır. İşin ekosistemine, oluşumuna, çevreye piyasanın konumuna, konjonkturel gelişmelere uyum sağlayabilmek için duruma göre yönetim şarttır. Bir inşaat şirketinin holding binası ile şantiye yönetimi bile farklılık gösterir. Holding daha hiyerarşik bir yapıda ise şantiye o kadar yatay ve demokratik bir yönetime sahiptir. Şantiye şefi işin tam merkezinde ve daha dinamik ilişkiler ve iletişimler tesis etmek durumundadır. Aynı şekilde genel ekonomide bazı konuların çözümü için havza yönetimi gerekir. Havza yönetimi; bundan yirmi yıl önce Kapadokya’nın çevre, turizm ve sürdürülebilir ekonomisi için kullanılmıştı. Bakanlık merkezinde belirlenen turizmin genel geçer kurallarının uygulandığı ekosistemden farklı bir bölge idi. Doğal yapısı, ürünlerin yapısı, turizm yapılarının yapısı, bölgenin kültürü, tarihi ve coğrafyası dikkate alınarak bir yönetim sistemi belirlenip hatta ona göre yönetmelikler belirlenmeliydi. Yani turizmin genel tabiri ile farklı bir destinasyon olarak tanımlanmalıydı. Çünkü bir yerin destinasyon olarak Pazar tarafından da algılanabilmesi için bu farklı alt yapının oluşturulması lazım. Her doğal yere, her otele, her bölgeye tanıtım yapılsa bile turist gelmez. Aynı şekilde Kozaklı Termal bölgesi de öyle. Normal turizmin ötesinde içinde sağlık, güzellik, eğlenme ve dinlenme olan genel olarak vaktin çoğunluğunun otel içinde geçirildiği bir turizm biçimi... Gerçi henüz termal turizmde istenen bu seviyeye ve algıya gelinemedi. Turizmin her dalı kendi konusuna göre değerlendirilmeli. Çünkü hepsinin insan kaynağı, tesisleri, transferleri, hatta kanuni alt yapıları, çevresel etkileşimleri, kültürel çevrenin oluşması gibi her turizm dalının ekosistemi ekonomik, kültürel, sosyal ve coğrafi atmosferi farklı. Turizm bakanlığının yıllarca yaptığı ve yapmaya devam ettiği yıldızlama sitemi hala bütün oteller benzermiş gibi puanlanmakta, ayrı turizm konseptlerinin kendine has ağırlıklı puan sistemi uygulanmamakta. Aynı şekilde tarım sektörünün de havza sitemine göre yönetilmesi gerekmektedir. Toprağın yapısı, iklimi, insan kaynakları küçük ve orta ölçekli çiftçi ailelerinin sürdürülebilir gelişimi için havza tip yönetime geçilmeli. Mesela aynı mikro klimaya sahip coğrafi bölgeler belirlenip oradaki küçük ve orta ölçekli çiftçi aileler havza yönetimi ile organize edilmeli. Mesela toprak analizleri, tohum seçimi, bakımı, çevresel gelişim ve ailelerin tarıma karşı olumlu bakışını geliştirecek organizeler yapılmalı. Belirlenmiş minimum araziye göre ziraat mühendisleri atanmalı. Aynı şekilde bölgedeki hayvansal gelişim potansiyeline göre veterinerler görevlendirilmeli. Bu teknik birimler bu havzada tarlaya ve çiftçi ailesine yakın yaşamalı. Hem bakanlığın ve bilimin gerektirdiği teknoloji ve ekonomi gelişmelerini çiftçiye ve tarlaya ulaştırmalı, hem de çiftçinin ve tarlanın potansiyelini ihtiyaçlarını projelerle devlete bildirmeli. Aynı zamanda tarım kredi kooperatifleri aracılığı ile çiftçi girdi ihtiyaçları karşılanırken pazarla ilişkileri de güçlendirilmeli. Ekim, bütün bu değerlendirmelere göre yapılmalı, herkes elini kolunu sallayarak tarlasına girip istediği ürünü ekememeli. Bugünün en büyük problemi; Devlet tarım arazilerinden ve çiftçilerin problemlerinden sıcağı sıcağına haberdar olamıyor. Çiftçi de devletin kendisi için geliştirdiği kaynakları ve teşvikleri kullanamıyor. Büyük çiftçilerin kendi teknik birimleri ekonomik danışmanları var ancak küçük ve orta ölçekli çiftçilerin devletin sağladığı kaynaklardan faydalanma becerisi istenen seviyede değil. Henüz Çiftçi Kayıt Sistemi “ÇKS”nin işleyişinde bile tam bir başarı sağlanamamış. Miras problemlerinden dolayı sistem dışı çok çiftçi var. Ayrıca piyasada yüzbinler ziraat mühendisi, Veteriner ve teknik insanlar işsiz. Bunların hepsini şimdi işe alsak ve tarımı yeniden organize edecek bir yapı oluştursak tarımdaki mevcut kaçak kendini fazlası ile finanse eder. Bugün tarım geri gidiyorsa, çiftçi tarlayı bırakıyor kente göçüyorsa, çiftçi çocuğu kendi kariyerine tarlada yer bulamıyorsa, tarım saygın bir meslek değilse bu durum bizim yönetim yanlışımızdan kaynaklanıyor. İlçelerde çalışan masa başı mühendis, teknik eleman ve veteriner hekimler le tarlanın ve çiftçinin bir alakası yok. Uzaktan tarla ve tarım yönetilmez. Kesinlikle havza yönetimine geçilmeli. Tarımın durumuna göre yöntem geliştirilmeli. Havza planlamaları yapılmalı. Köprüler yollar, demiryolları, enerji, savunma projeleri gibi tarımda da havza projeleri ile tarımı dönüştürmeliyiz Yoksa şimdiki devlet, siyaset, yerel yönetim teşkilatları ile bu konu çözülmez. Belki de havza yönetimi yaklaşımı ile tarım kültürüne bakışımızı hem devlet, hem çiftçi, hem ekonomi, tüketici olarak yeniden tanımlamalıyız Yönetimde durumsallık yaklaşımı bu açıdan çok önemli… Ekonominin gidişine, konjonktüre, işletmenin ve bölgenin yapısına göre hızlı uyumu sağlar. Ve gelişmelere uygun çözümlerin çıkmasını kolaylaştırır. Bugün Anadolu girişimci ruhunun sanayide ve ticarette başarısının altında bu yatmaktadır. Dünya gıda krizi ile boğuşmak üzereyken tez elden bir gıda ülkesi olan ülkemizi küresel düzeyde ancak böyle konumlandırabiliriz. Tarım; stratejik bir güç unsuru olmuştur…  
Ekleme Tarihi: 02 Mayıs 2023 - Salı

Havza Yönetimi; Tarım, Turizm ve Diğer Yönetimler

Havza Yönetimi; Tarım, Turizm ve Diğer Yönetimler

Ülkemizde havza yönetimi genellikle kendine has özellik taşıyan bölgelerin korunması ve sürdürülebilir bir yaşam tesis edilebilmesi için uygulanan proje yönetimi kast edilmektedir.

Ancak aynı karakteri taşıyan turizm, tarım gibi alanları da kendine has organizasyonla yönetilmesine de havza yönetimi denilebilir.

Bu konuyu daha anlaşılabilir kılmak için yönetimde durumsallık kavramından kısaca bahsedeyim.

Bu kavram, bir yönetim sisteminin her zaman her yerde, her konuda aynı biçimde uygulanamayacağını anlatır.

İşin ekosistemine, oluşumuna, çevreye piyasanın konumuna, konjonkturel gelişmelere uyum sağlayabilmek için duruma göre yönetim şarttır.

Bir inşaat şirketinin holding binası ile şantiye yönetimi bile farklılık gösterir.

Holding daha hiyerarşik bir yapıda ise şantiye o kadar yatay ve demokratik bir yönetime sahiptir.

Şantiye şefi işin tam merkezinde ve daha dinamik ilişkiler ve iletişimler tesis etmek durumundadır.

Aynı şekilde genel ekonomide bazı konuların çözümü için havza yönetimi gerekir.

Havza yönetimi; bundan yirmi yıl önce Kapadokya’nın çevre, turizm ve sürdürülebilir ekonomisi için kullanılmıştı.

Bakanlık merkezinde belirlenen turizmin genel geçer kurallarının uygulandığı ekosistemden farklı bir bölge idi. Doğal yapısı, ürünlerin yapısı, turizm yapılarının yapısı, bölgenin kültürü, tarihi ve coğrafyası dikkate alınarak bir yönetim sistemi belirlenip hatta ona göre yönetmelikler belirlenmeliydi.

Yani turizmin genel tabiri ile farklı bir destinasyon olarak tanımlanmalıydı. Çünkü bir yerin destinasyon olarak Pazar tarafından da algılanabilmesi için bu farklı alt yapının oluşturulması lazım.

Her doğal yere, her otele, her bölgeye tanıtım yapılsa bile turist gelmez.

Aynı şekilde Kozaklı Termal bölgesi de öyle. Normal turizmin ötesinde içinde sağlık, güzellik, eğlenme ve dinlenme olan genel olarak vaktin çoğunluğunun otel içinde geçirildiği bir turizm biçimi... Gerçi henüz termal turizmde istenen bu seviyeye ve algıya gelinemedi.

Turizmin her dalı kendi konusuna göre değerlendirilmeli. Çünkü hepsinin insan kaynağı, tesisleri, transferleri, hatta kanuni alt yapıları, çevresel etkileşimleri, kültürel çevrenin oluşması gibi her turizm dalının ekosistemi ekonomik, kültürel, sosyal ve coğrafi atmosferi farklı.

Turizm bakanlığının yıllarca yaptığı ve yapmaya devam ettiği yıldızlama sitemi hala bütün oteller benzermiş gibi puanlanmakta, ayrı turizm konseptlerinin kendine has ağırlıklı puan sistemi uygulanmamakta.

Aynı şekilde tarım sektörünün de havza sitemine göre yönetilmesi gerekmektedir.

Toprağın yapısı, iklimi, insan kaynakları küçük ve orta ölçekli çiftçi ailelerinin sürdürülebilir gelişimi için havza tip yönetime geçilmeli.
Mesela aynı mikro klimaya sahip coğrafi bölgeler belirlenip oradaki küçük ve orta ölçekli çiftçi aileler havza yönetimi ile organize edilmeli.

Mesela toprak analizleri, tohum seçimi, bakımı, çevresel gelişim ve ailelerin tarıma karşı olumlu bakışını geliştirecek organizeler yapılmalı.

Belirlenmiş minimum araziye göre ziraat mühendisleri atanmalı. Aynı şekilde bölgedeki hayvansal gelişim potansiyeline göre veterinerler görevlendirilmeli.

Bu teknik birimler bu havzada tarlaya ve çiftçi ailesine yakın yaşamalı.

Hem bakanlığın ve bilimin gerektirdiği teknoloji ve ekonomi gelişmelerini çiftçiye ve tarlaya ulaştırmalı, hem de çiftçinin ve tarlanın potansiyelini ihtiyaçlarını projelerle devlete bildirmeli.

Aynı zamanda tarım kredi kooperatifleri aracılığı ile çiftçi girdi ihtiyaçları karşılanırken pazarla ilişkileri de güçlendirilmeli.

Ekim, bütün bu değerlendirmelere göre yapılmalı, herkes elini kolunu sallayarak tarlasına girip istediği ürünü ekememeli.

Bugünün en büyük problemi;

Devlet tarım arazilerinden ve çiftçilerin problemlerinden sıcağı sıcağına haberdar olamıyor. Çiftçi de devletin kendisi için geliştirdiği kaynakları ve teşvikleri kullanamıyor.

Büyük çiftçilerin kendi teknik birimleri ekonomik danışmanları var ancak küçük ve orta ölçekli çiftçilerin devletin sağladığı kaynaklardan faydalanma becerisi istenen seviyede değil.

Henüz Çiftçi Kayıt Sistemi “ÇKS”nin işleyişinde bile tam bir başarı sağlanamamış. Miras problemlerinden dolayı sistem dışı çok çiftçi var.

Ayrıca piyasada yüzbinler ziraat mühendisi, Veteriner ve teknik insanlar işsiz. Bunların hepsini şimdi işe alsak ve tarımı yeniden organize edecek bir yapı oluştursak tarımdaki mevcut kaçak kendini fazlası ile finanse eder.
Bugün tarım geri gidiyorsa, çiftçi tarlayı bırakıyor kente göçüyorsa, çiftçi çocuğu kendi kariyerine tarlada yer bulamıyorsa, tarım saygın bir meslek değilse bu durum bizim yönetim yanlışımızdan kaynaklanıyor.

İlçelerde çalışan masa başı mühendis, teknik eleman ve veteriner hekimler le tarlanın ve çiftçinin bir alakası yok.

Uzaktan tarla ve tarım yönetilmez.

Kesinlikle havza yönetimine geçilmeli.

Tarımın durumuna göre yöntem geliştirilmeli.

Havza planlamaları yapılmalı.

Köprüler yollar, demiryolları, enerji, savunma projeleri gibi tarımda da havza projeleri ile tarımı dönüştürmeliyiz

Yoksa şimdiki devlet, siyaset, yerel yönetim teşkilatları ile bu konu çözülmez.

Belki de havza yönetimi yaklaşımı ile tarım kültürüne bakışımızı hem devlet, hem çiftçi, hem ekonomi, tüketici olarak yeniden tanımlamalıyız

Yönetimde durumsallık yaklaşımı bu açıdan çok önemli…

Ekonominin gidişine, konjonktüre, işletmenin ve bölgenin yapısına göre hızlı uyumu sağlar. Ve gelişmelere uygun çözümlerin çıkmasını kolaylaştırır.

Bugün Anadolu girişimci ruhunun sanayide ve ticarette başarısının altında bu yatmaktadır.

Dünya gıda krizi ile boğuşmak üzereyken tez elden bir gıda ülkesi olan ülkemizi küresel düzeyde ancak böyle konumlandırabiliriz.

Tarım; stratejik bir güç unsuru olmuştur…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (3)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sezgin karagül
(02.05.2023 15:51 - #572)
Ülke yöneticileri bu şekilde düşünse ülkemiz dünya tarım ülkeri arasında ilk 3 girer diye umut ediyorum
Emin Güleç Herkes, verilen görevi (ben daha iyi sizin işinizi yapar, karşılığını da verirsiniz anlayışıyla) yapıyor. Kendi kendine yeten yedi tarım hayvancılık Ülkesinden, Ukrayna'dan , tahıl anbarı Konya, Karaman'a buğday bekleyen ülke insanları olduk!
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Ethem Taşpınar
(02.05.2023 20:52 - #573)
Tevfik Bey, yazınız adeta reçete gibi olmuş. Konya en az yağış alan bölge olmasına rağmen, en çok su isteyen bitkileri ekiyor. Devletin bu işe el atması gerekiyor. Havza bazlı tarım konusunu işlemeniz milli bir meseledir. Kutlarım. Selamlar.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Aytaç Kurtuba
(05.05.2023 00:39 - #589)
Sayın ağabeyim, bilmediğim bir konu olan tarımla ilgili bu yazınızda olağanüstü değerli, yerinde saptamalar ile sorunları aktarmışsınız ki anlamamak olası değil, var olun... Öylesine güzel bir yaklaşımla çözüm odaklı bir yazı bu bir yandan da... Yazınızı turizm üzerinden düşünürken, sorunlar çözümler üzerine yorum yazacakken tarım ile hayvancılık alanında kendimizi bulmak, okurken öğrenmek bir çırpıda çok başarılı bir yazı okuduğumu gösterdi bana... Ben turizm konusunda ilimizdeki kıyılarda koylarda bir yaklaşım düşünüyorum ki uzun olduğu için yazmayacağım, ayrıca çok sayıda eski yerleşim kalıntılarımız ayrı bir yazı konusu... Tarım konusunda kıyı bölgemizi değil de Keben çevresi ile Mut İlçemizin Göksu çevresindeki obalarını bir oranda başarılı buluyorum bu arada... Yalnız hayvancılık konusu çok çok geriye gitmiş durumda olduğu için üzüntü verici görünüyor... Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ne denli toplu konut işlerinde başarılıysa miras düşen yerlerin kilidinin çözülememesi konusunda o denli kör ve duyarsız ne yazı ki... Bunları toplumun büyük kesiminin izleyeceği bir söyleşide dile getirip odak kişilerin kulaklarına özellikle bağırmak yarınlarımızı kurtarır diye düşünüyorum...
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve silifkesesimiz.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren bahis siteleri deneme bonusu veren siteler youtube mp3