Taşucu'nda Sokaklar Güvensiz

Taşucu’ndaki başıboş köpeklerin saldırıları artarken, özellikle bisiklet sürücüleri büyük tehlike içerisinde. Son dönemde Rusların bölgeye yerleşmesi ile birlikte bisiklet sürücüleri de artmış durumda. Hal böyle olunca da özellikle başıboş köpeklerin gazabına uğrayanlar da Ruslar oluyor. Elbette Ruslar değil başıboş köpeklerden nasiplerini alanlar, yayalar ve çocuklar da bu saldırılardan kaçamayanlar arasında yer alıyor.

Sesimiz Haber Merkezi Taşucu, Atakent ile birlikte Silifke’nin iki önemli kıyı yerleşiminden biri... Taşucu'nu öne çıkaransa eski çağlardan Osmanlı'ya, Osmanlı döneminden Cumhuriyet'e köklü geçmişidir... Burası öylesine bir yer değil tüm orta Anadolu'nun Kıbrıs'a, Lübnan'a, Mısır'a, Yunanistan'a açılan deniz kapısıdır... Gerçi bilindik bir yer olmasa da az sonra yazacaklarımız her yerleşim yeri için geçerli değil mi?   Geçmişten günümüze ilerlenen süreçte yılların sayısı artsa da yaşanabilirliği belirleyen gelişmişlik düzeyi ölçeğinde geriye gitmekteyiz... Kirli su altyapısı, içilebilir kullanım suyu altyapısı, kopan elektrik telleri ile bunun yanında yükü kaldıramayıp patlayan trafolar derken son üç dört yılda Akkuyu'da başlayan çalışmalardan dolayı yoğunlaşan çalışan sayısı ile birlikte oluşan çarpık kentleşme, aşırı yüksek kiralar, araçların tıkadığı yollar, Taşucu'nda alışkanlıklarımız oldu... Tüm bu sorunlardan belki kaçabilir ya da kaçınabilirsiniz ancak artık sokaklarda kendi aralarında toplanıp saldırıya geçen köpekler birden önünüzü kestiğinde ya da sizi kovalamaya başladığında artık bunu başaramayabilirsiniz... Evet yeryüzü hepimizin, tüm canlılar da bizim yaşam arkadaşlarımız, ancak kimse kimsenin yaşamını kısıtlamadığı sürece...   Düşünsenize bahçenizde tavuk horoz besliyorsunuz ancak tavuklarınız komşunuzun bahçelerine dadanıp sürekli oradaki otları yiyorlar, horozunuz yoldan geçenleri kovalıyor, üzerine atlıyor... Sözü dolandırmaya gerek yok, evinizi ve evinizin önündeki aracınızı koruması için köpek besliyorsanız onu bahçenizin içine de alacaksınız... Apartmanda beliyorsanız kesinlikle tasmasız ve ipsiz onu dışarıya, toplumun içine çıkarıp salamazsınız... Kimse sizin yanınızda gezdirdiğiniz bir köpek yüzünden korku ve panik yaşamamalı...   Taşucu ne kadar büyük ki içinde kaç sokak, kaç ana yol olsun... Çarşının içinden tutun, tüm ara yollarda köpekler gelene geçene saldırıp korku salıyor... Bunları besleyen, ev önünde tutan kişilere neden bahçenizde beslemiyorsunuz denildiğinde ise bizim değil, onlar sokak köpeği diye yanıtlar veriliyor... Besliyor ve onun yaydığı korkudan evinizi ve aracınızı dolaylı yoldan uyanıkça koruduğunuzu düşünüyorsanız, kusura bakmayın da topluma karşı saygısızlık yapıyorsunuz...   Son bir haftada Taşucu Haliliye Camisi yakınlarında iki Rus aile köpeklerin saldırısı sonucu orada bulunan evlere sığındı... Dün Seka teli boyunca kumsala ilerleyen ana yolda toplanan köpekler bisikletle ilerleyen spor yapan kişiye saldırdı, bisikletli kişi bisikleti ile birlikte takla atıp kafasının üzerine yere düştü... Kumsalda toplanan köpekler, Kum Mahallesi'nde toplanan köpekler yürüyüş yapana, bisikleti ile gezene, motosikleti ile ilerleyene saldırılar düzenleyip korku salıyor... Taşucu kent içi güvenli değil... Bırakın çocukların tek başlarına evlerinden dışarı çıkmalarını, yetişkinlerin bile sokakta yürümeleri, gezmeleri artık çok sakıncalı...   Silifke organize sanayi dolayında yapılıp, açılıp açılmadığı konusunda bilgi bulunulmayan barınakta özellikle başıboş köpeklerin toplanıp, burada yiyecek içecek üretimi yapan işletmelerden akşam toplanacak yiyeceklerle onların beslenmesi gibi sıradan ve kolay bir işin başarılması için Silifke'de engel olan kişi ya da kurumlar kimler olabilir? Kim kimi engelliyor?   Haydi bizim canımız ucuz, bizim milletimizin çoluğunu çocuğunu köpekler ısırıyor, köpekten kaçayım derken kamyonların altında ezilip ölen öldüğüyle sakat kalan sakatlığıyla kalıyor da peki yarın bir gün Rusların çocuklarını da köpekler ısırınca, köpekten kaçayım derken bir aracın altında kalınca, Silifke ve Taşucu adını Rus Televizyonlarında nasıl görmüş olacağız... Önlem almak için illa ki başa bir bela mı gelmesini bekliyorsunuz!   Hayvanları sevelim onları koruyalım ancak kendi alanlarımız içinde kimseye bir zararları ve korkuları dokunmadan... Tavuk da besleyelim, kedi de, köpek de... Ancak ya kendi evlerimiz içinde ya da kapısını kapalı tuttuğumuz bahçelerimiz içinde... Sokaklarda korumasız gezen, ancak dönem dönem toplanıp saldırılar düzenleyen köpekleri bir barınakta düzgün yaşam koşulları altında bakmak çok mu zor geldiğimiz 2022 yılında? Barınaklarda koruma ve bakım altına alınan köpekler sanal ortamdan tüm hayvan severlerce izlenebilir donanımlı duruma getirilip barınak koşulları ile ilgili kaygılar ortadan kaldırılmalı... Barınaklar yurttaşlarca ziyaret edilip toplum açık denetimle yönetilmeli... Ayrıca yeni barınakların ormanlık alan içinde koruma teli ile çevrilip, tüm canlıların kendi başlarına gezebileceği doğal açık alanlarının olduğu bölümler de eklenip yaşam koşulları en üst düzeye getirilmeli...  İnsanın mı canı değerli, hayvanın mı canı değerli tartışması anlamsız, ikisi de değerli... Yeryüzü yalnızca insanların değil, evet tüm canlıların... Yeryüzü insanların tüketmesi için yaratılmamıştır, yararlanması için yaratılmıştır... Ancak kentsel alanlar insanların yaşamaları için düzenlenmiş, kurallarla yönetilen yerler olmalıdır... Başıboş, kimin başına ne gelirse gelsin, yerler olmamalıdır...   Taşucu'nda adım atıp gezmeye korkulur olundu... Kolluk kuvvetleri olan bekçi ve polislere yaşanan köpek saldırıları söyleyip önlem alın lütfen denildiğinde bunun belediyelerin yapması gereken sorumlulukları olduğunu, onların da gerekli işleri yapmadıklarını söylüyorlar... Ancak biri ısırılırsa, sonrasında bunun adli bir olay olarak değerlendirilip işlem yapılabileceğini ekliyorlar... Kendilerince haklılar... Yasal bir kural var mı ülkemizde bu sorunu çözecek, ya da var da kim gereğini yerine getirmiyor, araştırılması sorgulanması gerek... Kural olmayan bir yerde herkes kendi kuralını kendi yazmaya kalkarsa orada yönetim çöker ve kaos başlar...   Yaşanan köpek saldırısı sorunlarından dolayı karşı karşıya gelinen bazı kişiler, gittiğiniz sokakta ileride köpekler varsa yolunuzu değiştirin, oradan geçmeyin diyorlar... Köpeklerin kent içinde başıboş bulunup insanlara saldırmalarını bir sorun olarak görmeyip, sokakta bulunan başıboş köpekleri fark etmeden geçen ve saldırıya uğrayan yurttaşı neden oradan geçtin diye suçluyorlar... Bisikleti ile kaçarken takla atıp düşen yurttaşımız, o sokaktan geçtiği için, o sokakta düştüğü için korku ve perişanlık içinde kalmışken bile geri dönüp özür dilemeliymiş gibi tepki gösteriyorlar... Bu nasıl bir zihniyet, bu nasıl bir cürret... Yolunu değiştirseydin deniliyor kısacası, sen suçlusun oradan geçtiğin için... İyi de sokaklar kentlerimiz içinde işe giderken eve giderken, okula giderken kullandığımız kamusal alanlarımız değil mi, yani yurttaşların kullanımında olan alanlar... Yanlış mı biliyoruz?.. Bırakın birkaç köpeği, bir insan bile başka bir insanın o sokaktan geçme özgürlüğünü, yolda yürüme özgürlüğünü elinden alamaz? Siz şaşırdınız mı gerçekten yolunuzu değiştirseydiniz derken?   Kentlerin içinde toplumumuzu oluşturan kadın erkek, çoluk çocuk, genç yaşlı bireyler güven içinde yürüyemeyecekse, korkmadan bisiklet süremeyecekse, yollarda sokaklarda saldırıya uğramadan gezemeyecekse, yönetim birimleri ile kentleri yönetenler bu güvenli ortamı sağlayamayacaksa, bunun tanımı ne olabilir... Kimsenin bisikletle giderken takla atıp düşmesini, korkudan kaçarken kamyonun altında kalmasını Taşucu'nda, Silifke'de görmek istemiyoruz... Yoksa siz istiyor musunuz?