Olgar, son iki kitabının ikinci baskılarını yaptı
Sesimiz Haber Merkezi
Uğur Olgar’ın "Yaralı Uçurtma Kuşları" adlı eseri, bireysel hatıraların sıcaklığı ile toplumsal hafızanın derinliğini buluşturan, içtenlik dolu bir anı/anlatı kitabı olarak öne çıkıyor. Yazar, yaşamı boyunca öğrendiği, gözlemlediği ve hissettiği tüm duyguları aktarıyor.
Eserde insan sevgisi, doğaya ve özellikle sokak hayvanlarına duyulan büyük bir şefkat, yaşamın basit ama derin anlamlarını kavrama isteği belirgin şekilde hissediliyor.
İstanbul, Silifke, Anamur, Sinop gibi yerlerde geçen anılar, sadece mekânsal değil, aynı zamanda kültürel ve duygusal bir yolculuğa da çıkarıyor.
Yaşar Öztürk ve Kütüphane Bağlantısı
Silifke’deki imza gününden bahsedilen bölümlerde, yazarın halkla ve aydın çevrelerle kurduğu köprüler; yerel kültürü yaşatma ve aktarma çabaları dikkat çekiyor. Halk Kırtasiye ve Yaşar Öztürk gibi isimler, Olgar’ın hayatında sadece bireyler değil, birer kültürel devamlılık simgesi olarak anlam kazanıyor.
ÇAN EĞRİSİ
Uğur Olgar’ın "Çan Eğrisi" romanı, bireyin hayat yolculuğunu doğanın kaçınılmaz yasaları ve kaderin ince hesapları çerçevesinde ele alan özgün bir anlatı olarak dikkat çekiyor. Romanın omurgasını, yaşamı "çan eğrisi" metaforu üzerinden anlamlandıran bir düşünce biçimi oluşturuyor. Başlangıçta yükseliş, ardından kaçınılmaz düşüş, bu döngüde her bireyin yerini bulmaya çalışması…
Olgar, hayatı durağan değil, inişli çıkışlı, kaçınılmaz bir doğa yasası gibi ele alıyor. İnsanlar, hayvanlar, şehirler ve hatta ilişkiler bile bu çan eğrisinin bir parçası.
"Çan Eğrisi", hayatı hem duygusal hem de felsefi düzeyde anlamlandırmaya çalışanlar için yazılmış bir roman. Uğur Olgar, okuyucusunu sadece olaylara değil, olayların ardındaki kaçınılmaz hayat yasalarına bakmaya davet ediyor. İnişleri ve çıkışlarıyla her hayat bir çan eğrisidir; bu roman, o eğrinin içinde kendimize bir yer bulmaya çalışırken içtenlikle el uzatıyor.